Ufaklık ve Canavar

0
Ufaklık ve Canavar

Geçen hafta Elif’le oturuyoruz, planlar, işler ve tüm o ciddiyetin yanında zamanla derinleşen dostluğumuz. Ona “Hansel ve Gretel”den bahsediyorum, bir yazı konusu yapacağımdan… Masalda hayatlarına giren “üvey” anne, çocukların ormana bırakılışı, “ben olsam şeker değil, taş dizerdim yola, evin yolunu bulmak kolay olurdu” diyen oğlumun içimi oyuşundan… Bıraksalar o masalı yeniden yazacağım, taş dizme fikrini bulanın kafasını taşla ezeceğim.

Ufaklık ve Canavar

Bir kitapla geliyor yanıma Elif. Kitap bu, “Ufaklık ve Canavar.” Oracıkta okuyorum, kitap bana şifa oluyor, burnumun direği sızlıyor, yazara gidip sarılmak istiyorum. Boşanmış aileler üzerine kitaplar var evet, ama bu kadar incelikli, halden anlayanı ve anlatanına henüz rastlamamıştım. Genellikle daha didaktik, “şimdi biz ayrı evlerdeyiz ama seni sevmeye devam edeceğiz” kadar düz oluyor. Bunları sevmiyorum, bence hayat böyle birşey değil.

Ebrar Güldemler

Kitapta bir anne var. Anne “solo anne” fakat hikayenin öncesini bilmiyoruz. Bu da harika, çünkü bin türlü şekli var… Çocuğun gözünden anne “canavar” dönüşüyor! Tam da “on kaplan gücündeyim” diye ifade ettiğim şeyi annenin yüzünde görüyorum. Canavarlık ufaklık için pek de kolay olmasa da, büsbütün kötü de olmuyor. Mesela bazı şeylere izin veriyor, çünkü işte tüm o karmaşa da bazı ince ayarlar kaçabiliyor. Biraz sert bu canavar, ama bazen de ağlıyor. Futbolda yenilmesi kolay oluyor. Canavarlar bazen iyi bazen de kötü kitaba göre. Bir sayfa var, “işte o” diyor insan okurken; “anneniz tam olarak orada olmayabilir…” Evet, bazen gerçekten öyle. Kitap akıp gidiyor, her sayfa üzerine konuşuyoruz okurken, gülüyoruz ve durup düşünüyoruz biz. Hepimize iyi geliyor.

“Canavarın ne kadar sürede eski haline döneceğini kimse bilemez. Bunun için zaman gerekir, sabır geekir, bir sürü güzel yaz günü gerekir, annenin çoktandır görmediği eski arkadaşlarıyla karşılaşması gerekir… Ve sonra telefonda yüzlerce saat konuşmak ve birlikte çok kereler sinemaya gitmek ve akşamları neşeli öyküler okumak ve soyunma kabini önünde binlerce saat beklemek…”

Tam alışıyorsun ki, canavar eski haline, anneye dönüşüyor yeniden. Hatta aşık bile oluyor. Kitap diğer canavarın biraz daha zamana ihtiyacı olabileceği fikriyle bitiyor.

Kitabın bir de filmi var… Onu da ayrıca seveceksiniz. Çizimlerin o hareketli hali bana büyüleyici geldi.

Ufaklık ve Canavar

Çocuklara yazdığım mektuplardan biri, bu evime taşınırken 3 yıl önceydi. Kıştı ve kar yağıyordu. Zor zamanlardı. O zaman “bu aralar size bakıyorken görmüyor gibi, orada değilmişim gibi davrandığım, okuduğum kitabı ezberden ve hızlıca okuduğum akşamlar oldu. Kırılmayın, ileride hatırladığınızda, hatıranıza şunu da ekleyin; annemiz o kış tek başına ev taşıdı, çalıştı ve okula gitti…”

Benim de “canavar” olduğum günler, haftalar oluyor hala. Bunun hem iyi yanları var, hem de kötü yanları muhakkak. Tüm bu mektuplara, notlara, yazdıklarıma, bu kitabı da ekleyeceğim. Eminim ki daha derinden hissedecek ve anlayacaklar…

***

Bu yazı ilk olarak BlogcuAnne.com‘da yayınlanmıştır.

Yorum yapılmamış

Bu yazı da ilginizi çekebilir

Nasıl Bir Ebeveynsiniz?

Birkaç hafta kadar önce, bir röportaj için bir liste soru geldi. Hızlı cevaplar istediklerini, bazı kelimelerin bende çağrıştırdığı şeyleri yazmam gerektiğini söylediler. Tam bana göre. ...