Kapı çalıp kargo geldiğinde ve bize bu seriyi getirdiğinde çok sevindim. Ben zaten içinden kitap çıkan paketleri çok severim. Okuyan Us Yayınlarının bu yeni serisi Amerikan Psikoloji Derneği onaylı kitaplardan oluşuyor. Her biri uzmanlar tarafından hazırlanmış ve bir konuya çözüm oluyor.
Son günlerde bizim için en faydalı olan “Öğretmenim Jonathan Kağıdımı Yırttı” oldu. Kitap, Bayan McNeal’in sınıfındaki domuzcukların birbirleriyle kavga etmesiyle başlıyor. Bizim için okulda olduğu kadar, evde de tanıdık bir sahne.
Kardeş kavgası sanırım benim içimi çürüten yegane şey. Bazen öyle zamanlar oluyor ki, sahiden dünyanın sonuna gelmiş gibi hissediyorum ve çözüm bulamıyorum. Mesela bizde bir eşya paylaşılamadığında kitaplığın üzerine koymak gibi bir uygulamam var, paylaşamayıp kavga etmeye başladıklarında en pedagojik sesimle; “aranızda paylaşmayı öğrenene dek yapbozu yukarı kaldırıyorum” diyorum. Geçen gün olaylar öyle bir aşamaya geldi ki; büyük oğlum “Güneş’i yukarı kaldır!” diyerek ağlıyordu.
Aynı şeyler arkadaşlar arasında da oluyor. Parkta oynadığımız anlarda ya da evimize arkadaşları geldiğinde… Ben zamanla nerede müdahale etmem, nerede etmemem gerektiğini az çok öğrendiğimi söyleyebilirim. Ama bunu çocuklara da öğretmek ve hep aynı üslubu korumak gerekiyor. Bu kitap bunu sağlıyor. Yazar Jeanie Franz Ransom üç oğlu olan bir anne ve ilkokul danışmanı. Kitabı ihtiyaçtan yazdığına eminim ben!
Bayan McNeal’in genel uygulaması, çocuklara kuralı hatırlatmak ve beklemek oluyor. Hikaye boyunca çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu noktalarda durup çocuklara fikirlerini sorabilir, “sen olsan ne yapardın?” diyerek sohbet başlatabilirsiniz. Ardından öğretmenin ne yaptığını birlikte öğrenmek, olması gerekeni tam olarak kavramalarını sağlıyor.
En sevdiğim bölüm; Bayan McNeal’in “ciyaklama”ya müdahale ettiği ve “Önemli Bir Şey Yoksa Ciyaklama” oluyor. Benim aynı eylem için kullandığım kelime “mızıldamak”tı ve aynı kuralı kendi hayatımıza da adapte ettik.
Neyin şikayet edilecek kadar önemli olduğunu ve neyin önemli olmadığını ayırt etmeleri onlar için yaşamsal bir bilgi. Güvenliklerini tehdit eden, canlarının yandığı, gerçekten zarar verici bir durum olduğunda ciyaklamak suretiyle bir yetişkine başvurmak elbette gerekli. Bunu dışındaki sorunları kendi aralarında halletmeyi öğretmek de hayat boyu işlerine yarayacak bir beceri.
Öğretmen bu kuralı sınıfa anlattıktan sonra, bir süre de aynı kuralı uygulamayı öğrenmeleri için çabalıyor. Yöntem aynı; büyük tepkiler vermeden kuralı hatırlatıp sakince bekliyor. Ve davranışın yerleşmesi için tekrar ediyor. Derken kitap öğretmenin geçirdiği küçük bir kazayla ve herkesin dersini almasıyla sonlanıyor.
Kitabın sonunda ebeveynler ve öğretmenler için bir kısım var. Ebeveyn kitaplarına ve okumalarına bayılan ben bu kısmı çok sevdim. Anne babalar kadar öğretmenler için de gerekli buldum. Bu bölümü çocuk ve aileler üzerine çalışan bir klinik psikolog hazırlamış. Öğretici ama bir o kadar da eğlenceli.
Biz domuz resimlerine bayıldık. Kitap boyunca domuz sesleri çıkartarak taklitler yaptılar. Şişman öğretmeni çok sevimli bulduk ve gereken dersi çıkarırken bile kıkırdayarak okuduk. Ayrıca çeviri de o kadar başarılı ki, kitap doğallıkla akıyor. Petek Halman’ın da psikolojik danışman olmasının bu noktada etken olduğuna inanıyorum.
Bir çocuk kitabı bu kitap ama sadece bir çocuk kitabı da sayılmaz, sahiden çok dolu. Serinin diğer kitapları da farklı sorunlara çözüm sunuyor. Mesela bizim için sırada; beslenme alerjisi olan oğlum için “Kaka Yaparken Acıtıyor” var.
Yorum yapılmamış