Lütfen 4 Yaşındaki Oğluma Kız Arkadaşı Olup Olmadığını Sormayın!

0

Dedesi, oğluma kız arkadaşı olup olmadığını soran ilk kişi değil. Bu soru arkadaşlarımızı ziyaret ettiğimizde de karşımıza çıkıyor, market kasasında ödeme yaparken de. Ve hep aynı şekilde soruluyor; esprili, beklentili bir havayla ve zaten cevabı bildiklerini hissettirerek.

Oğlum hep boş bir bakışla karşılık veriyor. Bu boş bakış benim 20’li yaşlarımda özel hayatım ailenin merak konusu olduğundaki agresif bakışlarımdan değil. Aksine sahiden anlamadığını ifade eden bir boş bakış.

Soruyu anlamıyor, çünkü oğlum sadece 4 yaşında. 5 ay önce kreşe başladı. 3 hafta önce parmaklarını kullanarak yediden beşi çıkarmayı öğrendi. Dün gece beşinci defadır gece bezini takmamız gerekti.

Cevabı ben vererek oyunu bozuyorum: “Evet, kız arkadaşları ve erkek arkadaşları var. Aslında pek çok arkadaşı var.”

Sakince ve nazik bir gülümsemeyle cevaplıyorum. Soru hakkında ne hissettiğim hiç belli olmuyor. Bunun, yetişkinlerin çocuklarla kurmaya çalıştığı anlamsız sohbetlerden biri olduğunu biliyorum. Niyetlerinin zarar vermek olmadığını farkındayım.

Fakat bu soruyu her duyduğumda içimde bir şeyler konuşuyor. O heteroseksüel beklentiyi duyuyorum: Sen bir erkeksin, haliyle kızlardan hoşlanıyorsun. Cinsiyet ayrımını işitiyorum: Kızlar erkekler gibi değildir, yani onlara farklı davranmalısın. Cinsiyete göre davranması mesajını alıyorum: Kızlar arkadaşın değildir, onlar potansiyel arzu nesnesidir.

Bu zararsız soruda işlerin nasıl yürüdüğü konusunda bir neslin diğerine fikirlerini empoze ettiğini hissediyorum.

Fakat bunlar sadece iyi niyetli akrabalar ve nazik satış görevlileri arasında olup bitmiyor. Bu, bir cephenin diğeriyle savaşı. Bütün küresel eğlence dünyası da annemin okuldan arkadaşlarının tarafında bu savaşa katılmış durumda ve küçük kızların ve erkeklerin birbiriyle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini onların açısından anlatıyor. Peanuts filminde bile-4 yaşa uygun olmadığı söylense de, o yaş grubuna hitap ediyordu- gönül işlerinden bahseden bir bölüm var. Charlie Brown hoşlandığı kız etrafındayken kızarıp bozarıyor, her karakterin böyle bir detayı var ve hatta Snoopy bile Fifi adındaki bir köpekle romantik bir macera yaşıyor.

Bunu neden yapıyoruz? Neden yetişkin davranışlarını genç izleyiciler için kopyalıyoruz? Gerçekten aynı ayak izlerini takip etmelerini mi istiyoruz, yoksa seçimleri onları yerine mi yapıyoruz?

Bu yaşta oğlum kızlara ve erkeklere aynı şekilde davranıyor. Sesinin ve gülüşünün tonunda bir değişme olmuyor. Onları kovalarken sadece oyunun eğlencesini hissediyor. Bin yıldır değişmeyen davranış kalıbını tekrarlamıyor. O sadece o anda arkadaşlarıyla kendisi olmanın tadını çıkarıyor.

Davranışları sonradan değişebilir. Belki ergenlik geldiğinde, o da Charlie Brown’un Sally’ye davrandığı şekilde tuhaflaşacak. Belki de bunlar benim zannettiğimden daha erken olacak. Belki birinci sınıfa, ya da anaokulunda.

Ama şimdi sadece 4 yaşında. Parmaklarıyla çıkarma yapmayı öğreniyor. Kadın erkek ilişkilerinin karmaşık ağına düşmesine gerek yok. Sadece parka gitmeye ve kuru bir gece geçirmeye ihtiyacı var.

Ve kız -ya da erkek- arkadaşa hazır olduğunda, size haber vereceğim. Ama bilginiz olsun; sorduğunuzda, yine o boş bakışlarla bakacak.

***

Yazının İngilizce orijinalini buradan okuyabilirsiniz. Buu çeviri ilk olarak BlogcuAnne.com‘da yayınlanmıştır.

BlogcuAnneÇeviri

Yorum yapılmamış

Bu yazı da ilginizi çekebilir