Anneliği düşününce çoğu zaman aşka benzetiyorum. Ama en heyecanlı, en yoğun haline… Ve mucizevi olan da hiç azalmaması. Ve aynen o zamanlardaki gibi; sürekli Ondan bahsetmek istiyorsunuz, biricik evladınızdan! Sıradan, günlük hayata dair her bir detay sizin için hayati konular. Aralıksız konuşacak enerjiniz var. Tıpkı o otobüste yanınıza oturan yaşlı babaanne gibi; “bak bu da benim torunum, üniversitede okuyor” diye başlar ya anlatmaya…
Bu ne kadar güzel olsa da; sizin için de yorucu olmaya başlıyor. Bazen o mutlu anne balonunun içinden çıkmaya ihtiyaç duyuyorsunuz. İşte kız arkadaşların tam da bunun için olduğunu anlatıyor aşağıdaki çeviri metin…
Ebrar Güldemler
***
Anne olduğumdan beri, yeni anne arkadaşlar bulma arayışında oldum. Anne Gruplarına katıldım, bebek müzik sınıflarına gittim ve kilisedeki kadınlarla vakit geçirdim. (cemaatten bile değilim üstelik)
Hala “Yeni Annelik” dalgasının etkisi üzerimde. Kendimi aynı deliliği hisseden annelerle çevreleme ihtiyacındayım. Tıkanmış göğüslerim ve bebeğimin kakası hakkında konuşabilmek istiyorum. “Bu normal mi?” diye sormak istiyorum. Bunu dinleyen insanların, kemiklerine kadar yorgun olmanın böyle sonsuz bir sevgiyle kuşatılışını içtenlikle anlamalarını istiyorum. Ama son birkaç ay içinde yeni anne arkadaşlar arayışı sırasında, kendimi çocuksuz arkadaşlarımdan uzaklaşmış buldum. Kasten ya da anlamadıklarını düşündüğüm için değil, sadece hayatta kalmaya çalışırken ne yaptığımın farkında olmadığım için.
Son zamanlarda edindiğim yeni anne arkadaşlarımı ne kadar sevsem de, çocuksuz arkadaşlarıma her zamankinden fazla ihtiyaç duymamın çok önemli nedenleri var.
Bana kim olduğumu hatırlatıyorlar. Hızla bir anneye evrildim. Popo silen, süt sağan ve akşam 8.30’dan sonra uyanık kalamayan bir anne… Oysa kız arkadaşlarım bana kim olduğumu hatırlatıyor. Kadeh tokuşturan, müstehcen şakalara gülen bir kadın (yine de 8:30’dan sonrasını göremeyen)…
Bana öğüt vermiyorlar. Anne arkadaşlarıma içimi döktüğümde, “bunu denedin mi, ya da şu iyi gelebilir…” diyorlar. Ama bazen uyku eğitimi veya en iyi göğüs pedleri hakkında tavsiye istemiyorum. Sadece dinleyecek, bana bir kahve koyacak var “Anlıyorum, çok berbat” diyecek birine ihtiyacım var.
Bebeğimi kucaklarına almayı seviyorlar. Anne arkadaşlarımla vakit geçirmek birçok nedenle harika. Ama anneliğe bir mola sayılmaz. Ama kız arkadaşlarım geldiğinde, bana içecek bir şeyler verip, bebeğimi alıyorlar. Duygusal tarafımın açığa çıkma riski var. En iyi arkadaşlarımı görmek bebeğimi sulugözlü yapıyor. Eh şarap da beni sulugözlü yapıyor.
Beni gerçekliğe döndürüyorlar. Bir anne arkadaşım ve ben geçen günlerde 5 aylık bebeklerimizin işaret dili kullanmamasının bizim başarısızlığımız olduğu gerçeği üzerine tartışıyorduk. Aynı endişeyi kız arkadaşlarım paylaştığımda, suratıma bir tokat atıp, orta parmağını bana doğru salladı ve “Boşversene, ihtiyacınız olan tek işaret dili bu” dedi.
Anne gibi giyinmiyorlar. Anne olarak asla başka bir annenin görünüşünü yargılamam. Eğer o gün üzerine eşofman altı ve büyük boy bir t-shirt (tabii bunlara eşlik eden kirli saçlar) bulup giyebildiysen, kadehimi sana kaldırıyorum. O yollardan ben de geçtim dostum. Bir annenin gardrobunun içinde kaybolmak an meselesidir. Ama kız arkadaşlarım içimden gelmese bile, arada biri süslenip püslenmenin önemini hatırlatıyor. Ayrıca bana anne kotu veya cepli kapriler giydirmemek konusunda kanlı bir yemin de ettiler.
Ebeveynlik tarzımı yargılamıyorlar. Doğal ebeveynlik mi uyguluyorum, uyku eğitimi veriyor muyum yoksa uyurken ona eşlik mi ediyorum, anne sütü mü mama mı tercih ediyorum… Umurlarında bile değil. Bunlar onların ilgi alanına girmiyor ve buna bayılıyorum.
Çocuksuz arkadaşlarımınla olmak beni dinlendiriyor ve bir “Anne”den fazlası olduğumu hatırlamamı sağlıyor.
Yazının orjinalini buradan okuyabilirsiniz.
***
Bu yazı Blogcuanne.com sitesinde yayınlanmıştır.
Yorum yapılmamış